Pediatrik KBB hastalıkları;

  1. Viral Tonsillit: Çocukluk çağında doktora en sık başvuru nedenidir. Kliniğe birçok etken sebep olmakla birlikte en sık etken virüslerdir. Özellikle 3 yaş altında daha sık görülmektedir. İnfluenza tüm yaşlarda etkili olmakla birlikte parainfluenza ve respiratuar sinsityel virüs(RSV) çocukluk çağı tonsillit etkenleridir. Genç yetişkin döneminde ise Herpes Simpleks virüse bağlı tonsillit görülebilir. Daha çok soğuk mevsimlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığı dönemlerde görülür. Bazı virüsler mevsimsel özellik gösterirken adenovirüs gibi virüsler mevsimsel özellik göstermez. Ses kısıklığı, burun akıntısı, gözde sulanma ve öksürük şikayetleri ile başvurabilirler. Muayenede bademcik ve ağız içinde kızarıklık ve ödem görülebilir. Hastanın şikayetleri 2-4 günde geriler ve bir hafta içinde iyileşme gerçekleşir.
  2. Bakteriyel Tonsillit: Çocukluk çağının en sık hastalığıdır. Damlacık yoluyla çabuk bulaşır. İlk akla a grubu beta hemolitik streptokoklar gelmektedir. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, halsizlik ve ateş şikayetleri ile gelebilmektedir. Baş ağrısı ve eklem ağrıları görülebildiği gibi bazen bulantı, kusma ve karın ağrısı eşlik edebilir. Muayenede bademcikler büyümüş ve kızarık görülür. Bazen üzerinde eksüda denilen beyaz tabaka ile kaplanabilir. Hastanın boynundaki lenf bezelerinde ele gelen şişliklerde görülebilir. Hiç tedavi almayan veya yeterli tedavi kullanmamış hastalarda peritonsiller apse dediğimiz bademciğin dışında apse birikebilir. Hastaların antibiyotik tedavisi hemen başlanmalıdır.
  3. Pediatrik Obstrüktif Apne: Obstrüktif apne, büyük çocuklarda ventilasyonun 10 saniye, daha ufak çocuklarda 6 saniye durması olarak tarif edilir. Uykuda görülen solunum bozukluklarında risk faktörleri; erkek cinsiyet, 5 yaştan küçük olması, adenotonsiller hipertrofi, sigara dumanına maruziyet, obezitedir. Çocukların uykuda solunum bozukluklarının klinik bulguları, horlama ve ağızdan nefes almadır. Cerrahi dışı tedaviler arasında kortikosteroidler, lökotrien reseptör antagonistleri, ortodontik yaklaşımlar ve noninvazif maske ventilasyonu sayılabilir. Cerrahi tedavi seçenekleri arasında adenotonsillektomi, parsiyel tonsillektomi bulunmaktadır.
  4. Boyun Kitleleri: Her yaş grubunda görülebildiği gibi pediatrik dönemde de boyun kitleleri görülebilir. Pediatrik popülasyonda kitlelerin histopatolojik özellikleri, lokalizasyonu, tedavi ve prognozları yetişkinlerden farklıdır. Çocukluk yaş grubundaki kitlelerin en sık sebebi; enfeksiyöz ve konjenital (doğumsal) sebeplerdir. Konjenital boyun kitlelerinde ise en sık tiroglossal duktus kisti, brankial yarık kisti, hemajiom ve kistik higroma görülür. Neoplastik kitleler nadir görülmekle beraber ayırıcı tanıda mutlaka düşünülmelidir. Baş boyun muayenesinde kitlenin lokalizasyonu ve klinik özellikleri (yumuşak veya sert, mobil veya fikse, ağrılı veya ağrısız, rengi) değerlendirilmelidir. Boyun kitlelerinde tanı için ilk istenecek tetkik boyun ultrasonografisidir. Kitlenin büyüklüğü, yerleşimi, solid veya kistik olması ile ilgili detaylı bilgi vermektedir. Bazen büyük çaplı kitlelerde manyetik rezonans görüntüleme veya bilgisayarlı tomografiden de faydalanılabilir. Kitlede ilk planda enfeksiyöz patoloji düşünülüyorsa mutlaka laboratuar testleri de istenmelidir. CRP, periferik yayma veya viral veya bakteriyel patolojilere yönelik serolojik testler istenebilir. Tanıda bazen biyopsi yapmak gerekebilir. Bu durumda ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB), eksizyonel biyopsi veya insizyonel biyopsi yapılabilir.